Kadir Has Üniversitesi Kampüsü olarak kullanılan tarihi Cibali Tütün Fabrikası kuruluşundan bugüne, İstanbul’un kadınları için özel anlamlar taşımıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş dönemine denk gelen inşasının ardından dünya savaşları nedeniyle erkekler cephelere yollanırken üretim esas gücünü kadın emeği oluşturur. Cumhuriyet sonrasında da bu geleneği sürdüren Cibali Tütün Fabrikası kadın emeğiyle öylesine özdeşleşmiştir ki bu durum edebiyat ve müzikte de izler bırakmıştır. Mahmut Yesari’nin Çulluk, Orhan Kemal’in “Evlerden Biri” romanları benzer şekilde Cibali Tütün Fabrikası’nın sireniyle açılırken her iki romanın kadın kahramanlarının iş yerleri konumundadır. Hemen herkesin ezbere bildiği Fabrika Kızı adlı şarkı da Cibali Tütün Fabrikası’nda çalışan kadın bir işçiyi anlatır. Bora Ayanoğlu bu ölümsüz eseri fabrikada çalışan ablasına ithaf etmiştir.
Günümüzde üniversitenin adını taşıyan hayırsever iş adamı merhum Kadir Has’ın eşi Rezan Hanım’ın da çağının ötesinde görüşleriyle şekillenen kurum halen kadınlar için özel anlamlar taşıyor.
Artık kadınlar bu binada işçi değil bilim ve sanat üreten ülkenin ve dünyanın geleceğine yön veren birer özne konumundalar.
Kadir Has Üniversitesi’nin iddialı olduğu spor dallarının başında gelen kürek sporlarının takım kaptanlığını son yıllarda milli takıma da seçilen Berna Uzun adlı öğrenci yaptı.
Filenin sultanları ise başarıdan başarıya koşuyor.
Arkeolojiden, siyaset bilimine tasarımdan mimariye her alanda kadın öğrencilerin ve çalışanların başarıları bulunuyor.
Bugün tarihi tütün fabrikası kadın öğrencilerin çalışmalarıyla dans ve müzikle iç içe.
Kadın öğrenciler bir yandan da Türkiye’de ve dünyada yaşanan trajedilere karşı seslerini birleştiriyor. Yüzlerce kadın öğrenci bir araya gelerek Özgecan Aslan’ın katledilişini protesto etti
1884’ten günümüze…
1884 yılında kurulan Cibali Tütün Fabrikası, bölgeyi sosyal ve ekonomik anlamda değiştiren önemli bir kurumdu. 1900’lerin hemen sonrasında faaliyete başlayan kurumun büyük fabrika binası tütün işleme ve sigara üretimi için kullanılıyordu. Tütün gümrükleri de bu bölgede toplanmıştı ve fabrikada çalışan işçilerin birçoğu bu çevrede yaşıyordu. 45 yıllık Fransız işletmeciliğinin ardından fabrikanın işletmesi cumhuriyetin kurulmasını takiben 1 Mart 1925’te devlete geçti.
1900’lerde çekilmiş, fabrikadaki hayatı anlatan fotoğraflara bakarsak, göreceğimiz manzara dikkate değerdir. Burada 1500’ü kadın ve 662’si erkek olmak üzere 2162 kişi çalışıyordu.