Geçtiğimiz günlerde Twitter 15. yaşını kutladı. 21 Mart 2006’da kurulan platform kullanıcılarına anlık kısa içerik paylaşma olanağı sunan ilk ve en popüler mikroblog uygulamalarından biri. Özellikle mobilde milyonlarca insan uygulamayı bilgi ve haberi hızlı bir şekilde paylaşabilmek için tercih ediyor. Jack Dorsey tarafından geliştirilen uygulamanın ünlü sloganlarından birine göre, Twitter “kamusal sohbete hizmet eden bir mecra” olmakla övünüyor.
“Twitter hesabımı kuruyorum”
Tam da kuruluş yıldönümünde platform yine gündemdeydi. Sosyal medya devinin kurucularından CEO Jack Dorsey 15 yıl önce platformu kurarken attığı ilk tweetini açık artırmada sattı. “Twitter hesabımı kuruyorum” yazan ilk tweetinin meta verileri ve dijital imzalı sertifikası en yüksek teklifi veren Malezya merkezli Bridge Oracle’ın sahibi iş insanı Sina Estavi tarafından 2.9 milyon dolara satın alındı. Jack Dorsey satıştan elde edilen gelirin Doğu Afrika’daki yoksullara yardım eden “Give Directly” isimli bir kuruluşa bağışlandığını söyledi. Kişisel sosyal medya hesabından takipçileri ile paylaştı. Jorsey’nin tweetinin satılması ile birlikte sosyal medya uzmanları benzer tweetlerin veya sosyal medya gönderilerinin de satışının popülerleşebileceğini öngörüyor.
Kriptoparayla satılan ilk tweet
Dahası bu satışın kriptopara üzerinden gerçekleşmesi de yeni medya dünyası için heyecan verici bir gelişme. Aslında Jorsey’nin tweeti örneğinde gördüğümüz bu tür dijital varlıklar, salgın süreciyle sanal dünyada eş zamanlı sürdürdüğümüz hayatımız ve kriptoparanın önlenemez yükselişiyle birlikte internet ekonomisinin çok önemli bir parçası haline geldi. Bununla birlikte ortaya çıkan NFT isimli yeni teknolojiyle dijital sanat dünyası blokzinciri teknolojisinin rüzgarına kapılmış gözüküyor. Hızla sözlükçemizde yer edinen NFT, kısaca bir dijital eserin biricikliğinin tescillenmesini sağlayan ve blokzinciri altyapısını kullanan bir model. Türkçeye, “takas edilemez jeton” ya da “değiştirilemez nominal” şeklinde çevrilen bir kriptopara gelir modeli. Tabii NFT’yi tanımlamak çok kolay değil. 2017’de ortaya çıkan ve 2020’de anaakıma ulaşan NFT’nin birçok farklı kullanım senaryosu var. Fakat özellikle Mart ayı içerisinde NFT, dijital sanat dünyasında sanatın üretim ve dağıtım şekline dair getirdiği etkiler ile gündemde. Bugüne kadar en yüksek değerli NFT satışı, sanatçı Beeple’ın müzayedeye çıkardığı “Everydays: The First 5,000 Days” adlı dijital sanat eseri oldu. Fiziksel hiçbir varlığı bulunmayan 5 bin ayrı dijital çizimden oluşan eser, açık artırmanın ardından 69.4 milyon dolara satıldı. Bu, dijital sanat dünyası için de bir ilk ve muhtemelen bir nirengi noktasını temsil ediyor. Çünkü NFT teknolojisi ile birlikte sanatçının eser üzerindeki sahiplik hakları, orijinallik iddiaları, telif hakkı tartışmaları ve hatta koleksiyonculuk kavramının kendisi yeniden şekillenecek gibi gözüküyor.
CEO’lar bilgi kirliliğiyle mücadele konusunda ifade verecek
25 Mart Perşembe günü sosyal medya devleri Facebook, Twitter ve arama motoru Google’ın CEO’ları ABD eyalet başsavcıları tarafından Temsilciler Meclisi’ne çevrimiçi bilgi kirliliği ile mücadele konusunda ifade vermek üzere çağrıldı. Küresel COVID-19 salgınının başlangıcından itibaren sosyal medya platformları özellikle aşı karşıtı dezenformasyon yayan içeriklerle mücadele konusunda başarısız olmakla suçlanıyordu. Bu konuda sorumluluk alan platformlar corona virüs ile ilgili yanlış bilgi içeren milyonlarca içeriğin kaldırılmasıyla ilgili çalışmalar yaptıklarını bildirdiler. Fakat bu çabaları Meclis tarafından yeterli görülmemiş olacak ki, bu kez de Meclis Enerji ve Ticaret Komitesi kriz zamanlarında yanlış bilgi ve komplo teorilerinin yayılmasındaki rolleri ile ilgili sosyal medya platformlarından raporlarını sunmalarını istedi. Komite, platformlar üzerinden yayılan yanlış bilgilerin halk sağlığı, güvenliği açısından tehlike oluşturduğunu belirtiyor. Ayrıca alınan önlemlerin yeterli olmadığını ve platformlarda bilgi kirliliğinin yayılmaya devam ettiğini söylüyor.
Daha önce de Amerikan seçimlerine ettikleri olası müdahale ve sahte haberler konusunda Kongre’nin radarında olan Facebook başta olmak üzere, milyonlarca kullanıcısıyla bilgi sağlama ve yayma konusunda önemli bir güce sahip olan sosyal medya platformları ellerinden geleni yaptıklarını söylüyor. Ancak bu savunmalar milletvekillerini tatmin etmekten şimdilik uzak gözüküyor, regülasyon ile ilgili tartışmalar ise hala tazeliğini koruyor.
Trump kendi sosyal medya platformunu kuruyor
ABD’de Seçiciler Kurulu oylarının sayıldığı 6 Ocak günü Başkan Donald Trump destekçileri Kongre binasına girmiş ve olaylar 5 kişinin ölümüyle sonuçlanmıştı. Ardından, Trump’ın sosyal medya hesaplarının Twitter ve Facebook tarafından önce geçici, daha sonra da nihai olarak kapatılmasına karar verilmişti. Eski Başkan Trump’ın Sözcüsü ve Danışmanı Jason Miller’ın verdiği bilgiye göre, iki veya üç ay içinde kendi sosyal medya platformunu kurarak internet alemine geri dönüyor.
KHAS Newsround Up’ın diğer podcast bölümlerini Spotify ve Spreaker üzerinden dinleyebilirsiniz.